Yukarıdaki fotoğraflarda sırasıyla;
Büyük Sahra Çölünde bir kum tepesi,
Kamyonlar
Ve orta yaşını olgunlukla geçmiş bir Küçük Prenses ve Küçük Prensler var..
Hepsi de meslek sahibi. Aralarında kamyon şöförü, motor ustası, tornacı, doktor, hemşire, ahçı ve daha onlarcası var. Kimi yalnız, kimi torun torba sahibi, kimi karısını, kimi kocasını bırakıp gelmiş. Farklı gözükselerde hepsinin içinde birer çocuk var. Hatta aylarca süren bu yolculuk esnasında çölde kamyonlarla yarıştıkları için grup liderinden topluca azar işitiyorlar. Küçük Prensesler, Küçük Prenslerden kendilerine yardımcı olabilmek için kamyon kullanmayı öğreniyorlar çölde. Hepsinin amacı Küçük Prensin dünyada ilk görüldüğü Büyük Sahradaki kum tepesine ulaşmak ve onun ardındaki Çad-Libya-Nijer arasında sıkışıp kalmış, yok edilmeye çalışılan Tuareglere yardım malzemesi ulaştırarak hayatta kalmalarını sağlamak. Adları fransızca Les Enfants De L'Air. Yani Hayat Veren Rüzgarın Çocukları. Fransa'da Toulouse kentinin kuzeyinde yer alan Montauban kasabasında kurulmuşlar ve buradan faaliyetlerini yürütüyorlar. Amaçları özellikle çocukları ve kadınları eğitip meslek edindirerek hayata tutunmalarını sağlarken sağlık hizmetleri de götürmek. Yukardaki fotoğraflarda onların 2006'da yaptıkları yardım konvoyu seyahatinden alınmış kareler. Fransız kanallarından bir tanesi ise bu seyahate katılarak hikayelerini belgesel haline getirmiş. Yollarda nelerle karşılaşıyorlar sormayın..
Bir hafta boyunca çölde yürümüş aç, susuz, bir deri bir kemik insanlar. Libya'ya geçip oradan Avrupa'ya kaçacaklar. Nuh-u nebiden kalma kamyonların sırtında 35 ton yük ve onunda üstünde haftalardır seyahat eden 150 tane insancık. Sahneler iç paralayıcıdan da öte. Tariflere sığmayacak acılar var her yerde. Çölde yol aldıkları sırada bu teşkilatın kurucusu Patty SOUPA(2.fotoda sağdan-sola üçüncü) kuruluş sebebini anlatmaya başlıyor direksiyon başında.
Bakarsınız bir gün o yıldızın altında, yanı başınızda beliriverir.. Ve böylece tilkinin sırrıyla hem siz tanışır hem de onları tanıştırırsınız. Unutmayınki doğada dişiler erkekleri eğitiyor. Bu güç sizlerin elinde..
Hayat Veren Rüzgarın Çocukları üyelerinden Jean-Louis Accault(2.fotoda soldan sağa üçüncü) 2008'in Kasım ayında hiç bir iz bırakmadan kayboluyor ve hala bulunamıyor. Arkadaşları onun Çöle.., Küçük Prens'in yanına gittiğine inanıyorlar...
Etiketler:
Cam Kırıkları,
Kucuk Prens,
Petit Prince
Büyük Sahra Çölünde bir kum tepesi,
Kamyonlar
Ve orta yaşını olgunlukla geçmiş bir Küçük Prenses ve Küçük Prensler var..
Hepsi de meslek sahibi. Aralarında kamyon şöförü, motor ustası, tornacı, doktor, hemşire, ahçı ve daha onlarcası var. Kimi yalnız, kimi torun torba sahibi, kimi karısını, kimi kocasını bırakıp gelmiş. Farklı gözükselerde hepsinin içinde birer çocuk var. Hatta aylarca süren bu yolculuk esnasında çölde kamyonlarla yarıştıkları için grup liderinden topluca azar işitiyorlar. Küçük Prensesler, Küçük Prenslerden kendilerine yardımcı olabilmek için kamyon kullanmayı öğreniyorlar çölde. Hepsinin amacı Küçük Prensin dünyada ilk görüldüğü Büyük Sahradaki kum tepesine ulaşmak ve onun ardındaki Çad-Libya-Nijer arasında sıkışıp kalmış, yok edilmeye çalışılan Tuareglere yardım malzemesi ulaştırarak hayatta kalmalarını sağlamak. Adları fransızca Les Enfants De L'Air. Yani Hayat Veren Rüzgarın Çocukları. Fransa'da Toulouse kentinin kuzeyinde yer alan Montauban kasabasında kurulmuşlar ve buradan faaliyetlerini yürütüyorlar. Amaçları özellikle çocukları ve kadınları eğitip meslek edindirerek hayata tutunmalarını sağlarken sağlık hizmetleri de götürmek. Yukardaki fotoğraflarda onların 2006'da yaptıkları yardım konvoyu seyahatinden alınmış kareler. Fransız kanallarından bir tanesi ise bu seyahate katılarak hikayelerini belgesel haline getirmiş. Yollarda nelerle karşılaşıyorlar sormayın..
Bir hafta boyunca çölde yürümüş aç, susuz, bir deri bir kemik insanlar. Libya'ya geçip oradan Avrupa'ya kaçacaklar. Nuh-u nebiden kalma kamyonların sırtında 35 ton yük ve onunda üstünde haftalardır seyahat eden 150 tane insancık. Sahneler iç paralayıcıdan da öte. Tariflere sığmayacak acılar var her yerde. Çölde yol aldıkları sırada bu teşkilatın kurucusu Patty SOUPA(2.fotoda sağdan-sola üçüncü) kuruluş sebebini anlatmaya başlıyor direksiyon başında.
Sebep derinine bakarsanız, Çöl ve Küçük Prens. Gençliğimde bir dönem Küçük Prens'i okuyordum ve o sıralarda Manudayak(Sonradan önemli bir Tuareg lideri olacak) adında bir Tuareg çocukla tanışmıştım. Aynı anda o da Küçük Prensi okuyormuş. Ve ikimizde gerçek bir birey ve erkek olmayı Küçük Prens'in o muhteşem pasajında beraber öğrenmiştik. Aslında bugün burda olmamın sebebi Annem..derken duruyor, sesi titriyor. Ve devam ediyor.
Adına Küçük Prens denilen muhteşem insanlık öğretisi kitabı her gün okula giderken Annem okumam için mutlaka çantama koyardı. Ve okumamı isterdi..Sevgili Hanımlar, gerçi Türkçemizde gerçek anlamını verecek iyi bir tercümesi olmasada eşlerinize, sevgililerinize, çocuklarınıza bir adet Küçük Prens hediye edin. Hayalinizdeki erkeğin masaldan öte gerçeğe dönüşmesi, biricik sevgiyle tanışmanız ve insanlığın tanışması için çantalarına bu muhteşem kitabı gizlice bırakın..
Bakarsınız bir gün o yıldızın altında, yanı başınızda beliriverir.. Ve böylece tilkinin sırrıyla hem siz tanışır hem de onları tanıştırırsınız. Unutmayınki doğada dişiler erkekleri eğitiyor. Bu güç sizlerin elinde..
Hayat Veren Rüzgarın Çocukları üyelerinden Jean-Louis Accault(2.fotoda soldan sağa üçüncü) 2008'in Kasım ayında hiç bir iz bırakmadan kayboluyor ve hala bulunamıyor. Arkadaşları onun Çöle.., Küçük Prens'in yanına gittiğine inanıyorlar...
Bu blogun yazarı ''Petit Prince''..
YanıtlaSilSiz, sevgili Ali Bey...
Bu yazınızla ne güzel mesajlar vermişsiniz. Yaşı ne olursa olsun küçük prensesler olarak gördüğünüz hanımların misyonları çok büyük gerçekten.
Küçük Prens'in bu anlamlı yazısını ilgiyle ve duygulanarak okudum. Fotoğraflardaki kahramanlara dikkatle inceleyerek..
Ellerinize sağlık..
Teşekkürler..
Sevgiler...
Sevgili Ali Bey,
YanıtlaSilBöylesine önemli mesajlar içeren post'unuzu google reader'da görmüş ve büyük bir ilgi ile okumuşdum. Çok kısa bir süre önce elimde Türkiye'de ve Dünya'da 2010 yılına ait olayları yansıtan "almanak" fotoğrafları incelerken de benzer duygulara sahip olmuştum. Dünyanın dört bir yanında yaşanan, felaketler, acılar, dramlar, çaresizlikler...öylesine çokken...neredeyse dünya nüfusun yarısından fazlası açlık ve sefalet çekiyor!..
Bu yüzden; yaşadığımız kendi dünyalarımızın dışında, koca dünyada daha başka neler olup bitiyor, hayatı bire bir yaşayarak öğrenmek, sorgulamak, el-uzatmak, fayda sağlamak, eğitmek...farkındalık yaratmak...çok çok önemli
Fransa'da Toulouse kentinin kuzeyinde yer alan Montauban kasabasında kurulmuş olan "Les Enfants De L'Air " Hayat Veren Rüzgarın Çocuklarının yürüttükleri; Amaçları özellikle çocukları ve kadınları eğitip meslek edindirerek hayata tutunmalarını sağlarken sağlık hizmetleri de götürmek olan... faaliyetleri inanılmaz anlamlı!
Ve vurgulamak istediğiniz gibi; eğitmek, öğretmek, öğretirken daha da öğrenmek..ve öğrendiklerimizi paylaşmak bizlerin elinde!en çok biz kadınların!:)Bu misyonu yerine getiren örnek kadınlarımız tarih boyunca hep olmuştur...Küçük Prensin hikayesi ve fotoğraflar çok anlamlıydı...
bir adet küçük prens hediye etmek bu anlamda çok önemli bir ayrıntı...bu güzel yazı için teşekkürler...Sevgi ve esenlikler dilerim...
Sevgili Zeugma ve Esmir Hanımefendiler !
YanıtlaSilOkuduğunuz, anladığınız için ikinize de çok özel teşekkür ediyorum. Bu yazıyı şu ana kadar sadece 5 kişi okumuş. Yorumlarınızın güzelliğinin çok net burda gözükmesi için ayrı ayrı cevaplamadım sizleri. Burdaki yazıları yaşatmak çabanız içinde sizlere teşekkür ederim. Sevgiyle...
ilginç bir yazı olmuş. dünyada eğitim yoksunu binlerce kadın var. erkek egemen,korkar eğitimli kadınlar ordusundan,nedense?
YanıtlaSilben okadar inanıyorun ki tüm kadınlar eğitimli ve egemen olduğunda savaşlar ve açlık bitecektir. anneler ağlasın ister mi bir anne?
küçük prensle tanıştığımda ilkokuldaydım. anlatamayacağım kadar sevmiştim. kitabın içinde roman kahramanlarına dahil olurdum. günlerce,günlerce mutlu kalırdım.
herkese hediye fikrini tuttum.. denemek için buzdolabına not taktım..
gönlünüzce yaşam diliyoruz..
Sevgili Zeynep Hanım !
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız. Siz de içindeki çocuktan vazgeçmeyenlerdensiniz.
Küçük Prenste olduğu gibi o çocuğun ruhu her şeyi olur kılyor dünyanın ve evrenin neresinde olursa olsun.
Sevgiyle... Gecikmem içinde çok özür dilerim...
Sevgili Esmir ve Yorum Bırakan Tüm Dostlar !
YanıtlaSilŞimdi farkettim ki blogger yine yorum yutuyor.
Örnek olarak şimdi farkettimki Ben Zeynep hanımada ESMİR e de cevap yorumu yazmıştım ama kaybolmuşlar...
Sevgili Esmir !
YanıtlaSilKüçük Prens in ruhu aslında tüm dünya ve evrende birbirimizle uyumlu ve sevgi içinde yaşarken paylaşmamız gerektiğini anlatıyor.
Okumuş ve hissetmiş olmanıza derinden sevindim.
Özellikle kadınlar ve çocuklar çok önemli. Benimde dilime pelesenk ettiğim bir ilkedir. Hayat zaten dişilik öğesi üzerine kurulu değil mi.
Çok teşekkür ediyor ve sevgiyle diyorum...
Sanırım kafanız karışmış Ali Bey..
YanıtlaSilSiz bana ve Esmir'e ortak bir yanıt vermiştiniz..Neden böyle yaptığınızı da açıklamıştınız...
Bu durumda ayrı yanıt verilmemiş bir ben kalıyorum sanırım...
Sevgili Zeugma !
YanıtlaSilNe yazıkki kafamın karışmış olmasını isterdim. Ben size ve ESMİR e ortak cevabımdan sonra ayrı ayrı da yorum yazdım. Zira ayrı ayrı cevap vermemiş olmakla bir nezaketsizlik veya kırgınlığa yol açmamak istedim.
Daha sonra farkettim ki bu yazdığım cevabi iki yorum da yok. Bunun üzerine SEVGİLİ ESMİR ve SEVGİLİ DOSTLAR hitabıyla başlayan bir cümle kurdum. Sizin adınızı burda yazmadığımiçin sizden özür dilerim. Bu yorum yutma meselesi ile ilgili yazdığım yorumdan sonra Siz ZEUGMA yı ESMİR i ve ZEYNEP hanımı cevapladım. Zira yorum yutma meselesinin farkına varmıştım.
Şimdi fark ediyorum ki size yazdığım cevabi yorum da yok. Ben yine aynı yorumu control panelinden bulup tekrar girerim.
Sizden bu hataiçin herkesin önünde bir kez daha tekrar tekrar özür dilerim. Zannediyorum siz de bir kırgınlığa sebep olmuş. Bu benim elimde olan bir şey olmasa da sizden tekrar özür diler. İkazınız içinde teşekkür ederim.
Sevgiyle...
Ali İKİZKAYA 11.01.2011 tarihinde ZEUGMA'ya bıraktığı yorum..
YanıtlaSilSevgili Zeugma !
Aslında benim Küçük Prenslikle bir alakam olması haddim dahi değil. Sadece o yolda yürümeye gayret eden bir insanımsıyım o kadar. Bir çaba gayret diyelim..
Ben aslında çokça Küçük Prens leri doğuranların ve yetiştirenlerinde kadınlar olduğuna ve onların önemine bu hikayeyle dikkat çekmeye çalıştım.
Beğenmiş olmana sevindim..
Sevgiyle...
Çok güzel bir paylaşımdı. Çocukluğumda okuduğum Küçük Prens'i en kısa zamanda yeniden okuyup evdeki beylere de okutmayı düşünüyorum.
YanıtlaSilSevgiler
Sevgili Çınar !
YanıtlaSilBir sağlık probleminden ötürü geç cevap verebiliyor ve özür diliyorum.
Gerçekten evdeki erkeklerin hepsine birer tane alıp okumalarını isteme fikrin çok güzel. Her sene tekrar bir kez daha okusunlar. Çıkardıkları sonuçlar daha da gelişecektir.
Yorumun için teşekkürler ve sevgiyle...