{ margin-top:0px; position: relative; top: -50px; }

Düş Ağrısı-Diş Ağrısı

Yazar Yazmak Keyiftir 19.06.2009 Circa

Üç nesil diş hekimi bir ailenin çocuğu olmasına rağmen o melun diş ağrısı gelip yapışmıştı çenesine ve beyninin kıvrımlarına. Hep öyle olmazmıy dı zaten. Soğuk güz gecelerinin sabaha gebe kaldığı ilk saatlerde hep gelir otururdu baş köşeye. İmkansızlıklar ve olmazlar zamanında kullanırdı tercihini. Acı içinde kıvranmak ne kadar zordu. Tam geçiyor derken başlaması. Sinsiydi. Acımasızdı. Sürekli pusuda bekliyordu. Yardım edecek bir tek yalnızlık ve sessizlik vardı. Ağrıyla başetmeye çalışırken çaresizliğini ve acizliğini düşündü. Kalktı ve sokağa çıktı çabucak. Eski çeşmenin önünden geçip taksi durağına indi. Duraktaki şöförlerden birini uyandırdı. Yüzü yüzü alev alev olmuş ve daha şiddetli zonkluyordu. Boğaziçinin hemen hemen bütün köylerini dolaştılarsa da Zeynepkamil de nöbetçi bir eczane bulabildiler. Orada kan ter içinde yutuverdi ağrı kesiciyi. Eve girdiğinde ağrı biraz hafifler gibi olmuştu. Baygın düştü yatağında. Daldı gitti. . Rüyasında eski ışıltılı günleri gördü. Atlıkarıncalara bindi. Gülhane parkında semaver üstünde demlenen çaylardan içip balonlarını kaybetti...
Öğleye doğru beynine vuran dişinin ağrısıyla uyandı tekrar. Muayenehanesinden babasını aradı. Gelmesini söyledi babası. Telefonu kapattığında küçücük ağladı. İçinden babasına " Dün Gece Yoktun Baba" dedi. Giyinip çıktı sokağa. Şehrin karmaşasından pek ağrıyı duymadı muayenehaneye varana kadar. O eski asansöre binip ikinci kata çıktı. Kendisini bekleme salonuna aldılar. Babası hastasını uğurlarken tebessüm ederek yanağına dokundu. " Çok mu ağrıyor ? Gözlerin dolmuş" dedi. Ancak başını sallayabildi. Bir müddet sonra babası " Hadi gel bakalım" dedi. Geçip koltuğa oturdu. Babasının söylemesine gerek kalmadan isteyebilecekleri ni yaptı babasının. O sırada babası da kendisi için gerekenleri hazırlayıp döndü. Aç bakalım ağzını dedi. Kısa bir kontrolden sonra " Maalesef dişinizin 3/4 yıkılmış beyefendi. Çekilecek . Çaremiz Yok !" dedi. Tüpü kırıp injektöre çekti uyuşturucuyu babası. Ağzını açtırıp ağrıyan dişi ve damağında çeşitli yerlere gereken gibi uyuşturucuyu uyguladı. Hissetmedi pek. Hep babasının gözlerinin içine baktı.
Onun gözlerine, sessizce " Dünyada hem canımı hiç acıtmayacak hem de çok acıtacak iki kişiden birisin" dediyse de babası duymadı. Yukarıda ki kuvvetli ışığa bakarken babası ağzını biraz daha açmasını istedi. "Dişin uyuşana kadar yan taraftaki dişinin de dolgusunu yenileyelim" dedi. Hiç ses çıkarmadan bekliyordu babasının dolgusunu bitirip dişini çekmesini. Şu vızıldayan aletin sesinin kesilmesinden kısa bir müddet sonra babası " Tamamdır. Kalkabilirsin" dedi. Uyuşmuş çenesiyle yarım bir "Ama" kelimesi çıktı ağzından. Ne zaman dişini çekmişti babası anlayamamıştı. ?
Tezgahın üzerini düzenleyen babasının ellerine takıldı gözleri. Kaç şanslı çocukdan bir tanesiydi kendisi ?. Her baba evladı için çırpınırdı. Ama kaç çocuğun babası hem çözümü buluyor hem de kendi elleriyle gerçekleştiriyordu. Babasının ufak elleri daha bir büyüdü gözlerinde. Onun büyücü bile olabileceğini düşündü bir an. Öyle ya sihirli elleriyle tekrar neşesini ve sağlığını geri vermişti babası. Babasının elleri kocaman kocaman olmuştu şimdi. Koltukdan kalkmadı. Kağıt mendille ağzını silerken pantalonunda ki bir yere takıldı gözleri.
Acaba babası kadar olabilmiş miydi ?. Babasının yaptıklarını yapabilmiş miydi ?
Babasından yeterince şey öğrenebilmiş miydi ?
İçinden sessizce babasına;
"Senin yaptıklarının belki hepsini yapamadım. Hatta çok azını başarabildim. Vaktimiz olsaydı eğer senden çocuklara ellerimle şifa dağıtmayı da öğrenebilirdim. Her şeyi öğrenebilirdim baba senden ama senin yaptığın bir şeyi yapmazdım.
O da "Bırakıp Gitmekdi Baba" dedi.



Yine de bıraktığın en güzel eserin

edit post

0 Yorum Yapılmış Düş Ağrısı-Diş Ağrısı İçin

Yorum Gönder

Sevgili Okuyucu!
Burada yazılanların tamamı birbirimize kimi zaman buruk kimi zaman ise hoşça vakit geçirtmek ve geçirmek arzusu ile yazılmış hikayelerden öte bir şey değil. Bu dünya yolculuğumuzda birbirimize hikayeler anlatıyoruz. Beğenenler birlikte yürümeye devam ediyorlar. Amaçsa bir farkındalık yaratarak önümüzden geçenleri görebilmek. Bakmakla Görmek arasındaki derin farkı vurgulamak veya izah etmeye çalışmak gücümüzce.Söylediklerimin altındaysa paylaşma arzusundan gayri hiç bir şey yok.

Yüzünüz hep ışığa ve sevgiye doğru olsun.

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

© Petit Prince Template by Petit Prince For Petit Prince Blog