Öteki yarısı gittiğinden beri geride derin sessizlikler bırakan O'nun kalanlarına dokunmamıştı. Altı aydan beri Son içtiği çay bardağı, Son giydiği terlik, Son uykusunu uyuduğu yastık, Son kahvaltıdaki çatal, Son giydiği gecelik ve Son Kokusu hala yerlerinde, ilk gün ki gibi duruyorlardı. Kıpırdatmamıştı hiç birini yerlerinden. Belki ansızın çıkar gelir, "Sana Kötü Bir Şaka Yaptım. Korkutmak İstedim" der ümidiyle. Bunun olamayacağını kavradığı süre zarfında onları hep gözleriyle sevdi. Gözyaşlarıyla temiz tutmaya gayret etti. O "rahatsızlık veren bir pislik olduğunu" söyleyen mesajın geldiği günün içine saklanmış bir saniyede fark etti ki "gerçekten O'na Ait Olmamış O diğerine Ait Olanlar".
Bir karton kutu buldu Migros'un arka tarafından. Saç tellerine kadar O'na ait en ince ayrıntıyı yerleştirdi kutuya bir cenaze töreni sessizliğinde ve titizliğinde. 47 yıl boyunca beklenen, rüyalarda görülen, dualara saklanan ilişki ufacık bir karton kutuya nasıl sığabilmişti ?. Uzunca bir müddet kutuyu gömmeyi, denize atmayı, yakmayı veya uçurumdan aşağı koyvermeyi düşünse de olmadı. Elleri gitmedi. Titredi. Kutuyu hep sevdi. Yolcu edemedi. Diğer yarısı öteki yarısını nasıl yok edebilirdi ki?. Öteki yarısını onca sabır ve zahmetle beklenen yıldan sonra öldürmek değil oldurmak için bulmuştu.
Şimdilerde zaman zaman kutunun kapağını açıp bakıyor dalgın gözler ile. "Bir karton kutu insanı bu denli acıtabilirmi ?? " diye düşünüyor sıklıkla. Ve kutuya ne yapması gerektiğini bilmiyor. Eğer bu yazıyı okursanız ve gün içinde de bir karton kutuya takılmışsa gözünüz , beni hatırlayın. Yazın. Cevapsız ve çözümsüz bırakmayın ...
Etiketler:
Cam Kırıkları
Bir karton kutu buldu Migros'un arka tarafından. Saç tellerine kadar O'na ait en ince ayrıntıyı yerleştirdi kutuya bir cenaze töreni sessizliğinde ve titizliğinde. 47 yıl boyunca beklenen, rüyalarda görülen, dualara saklanan ilişki ufacık bir karton kutuya nasıl sığabilmişti ?. Uzunca bir müddet kutuyu gömmeyi, denize atmayı, yakmayı veya uçurumdan aşağı koyvermeyi düşünse de olmadı. Elleri gitmedi. Titredi. Kutuyu hep sevdi. Yolcu edemedi. Diğer yarısı öteki yarısını nasıl yok edebilirdi ki?. Öteki yarısını onca sabır ve zahmetle beklenen yıldan sonra öldürmek değil oldurmak için bulmuştu.
Şimdilerde zaman zaman kutunun kapağını açıp bakıyor dalgın gözler ile. "Bir karton kutu insanı bu denli acıtabilirmi ?? " diye düşünüyor sıklıkla. Ve kutuya ne yapması gerektiğini bilmiyor. Eğer bu yazıyı okursanız ve gün içinde de bir karton kutuya takılmışsa gözünüz , beni hatırlayın. Yazın. Cevapsız ve çözümsüz bırakmayın ...
0 Yorum Yapılmış Karton Kutudaki Veda İçin