{ margin-top:0px; position: relative; top: -50px; }

Murat Bardakçı ve Küçük Prens

Yazar Yazmak Keyiftir 30.05.2010 Circa


O kadar uykusuzluktan sonra yine uyuyamayıp saat 03:00 dan itibaren HABERTURK TV deki Tarihin Arka Odası adlı programı seyrederken sayın Murat Bardakçı; Türk paraları üstündeki Türk büyüklerinin hatalı resim edilişlerinden bahsederken başka ülkelerin bu konudaki hassasiyetini vurgulamak için Fransada basılmış, üzerinde Küçük Prens in yazarının resimlerinin olduğu 20 Franklık banknotlardaki ufak bir hatadan bahsetti. Bendeniz Küçük Prens hemen bu banknotun 20 Franklık değil 50 Franklık bir banknot olduğuyla ilgili hemen bir elektronik postayı Murat Bardakçı'ya gönderdim. Fakat kendisi üst üste iki kez benim yanlış bildiğimi ve banknotun 20 Franklık olduğunu söyledi. Bu kağıt para bendeniz için- çok mukaddes zira renkleri mavi tonlarında ve Küçük Prensle ilgili her türlü şey üstünde mevcut. Ayrıca benim koleksiyonumda önemli parçalardan bir tanesi. Murat Bardakçı'nın 20 Frank konusu üzerinde ısrarı üzerine 50 Frank'ın yukarıdaki resmini tekrar elektronik postayla gönderince sayın Bardakçı defalarca nazikane bir dil ile özür dileyerek gerekli düzeltmeyi yaptı. Doğal olarak bu kadar özür dilenince mahçup olduk. Ve kendisi bu hatanın sabahın 05 indeki yorgunluğuna verilmesini rica etti.

Ben ve Küçük Prens çok sevdiğimiz bu kahramanın yazarının ve onun hatırasının yanlış hatırlanmaması için yaptığımız haklı düzeltmeden dolayı mutlu mesut uyuduk..



edit post

12 yorum:

  1. aysema on Mayıs 30, 2010 dedi ki...

    Ohh çok iyi olmuş, sevindim! Ben o programa hiç katlanamıyorum. Her şeyi onlar biliyormuş tavrındalar. Bir de hem yorum istiyorlar, hem de olumsuz yorum gönderenleri aşağılıyorlar. Sevimsiz ve taraflı davranıyorlar. Laf kalabalığı içinde uzattıkça uzatıyorlar. Neyse ki geç de olsa özür dilemek zorunda kalmış.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Gülen Tezer Üstün on Mayıs 30, 2010 dedi ki...

    Küçük Prens, yaramaz prens meLaba )))
    Kızın salçalı Ayvalık tostuyla gurur duydu :
    Sen çok yaşa olmaz mı? Yaramaz çocuklar gibi onca atraksiyon yaşat bize. Sonra da git engin bilginle Aysema öğretmenimin söylediği üzere o çok bilmişlere hatalarında ısrar ettikleri halde doğruyu kabul ettir.
    Seni aileceK beğenerek ve ilgiyle izlemeye devam ediyoruz
    Ayrıca yine meLaba ))))))
    Hatta meLaba, hey kime diyorum meLabaaaaa
    hatta hep meLaba :-D

    YanıtlaSil
  3. Zeugma on Mayıs 30, 2010 dedi ki...

    Haklı olduğunuz bir konuda saygılı bir biçimde ısrar etmek...
    Hiçbir nedenle vazgeçmemek, gerekirse belgelerle kanıtlamak...
    Budur...Benim hayat felsefemde birinci sıradadır ve binlerce örnek vardır geçmişimde.

    Fakat sizinki pek hoşmuş,ünlü biriyle, canlı yayın esnasında ona kabul ettirip özür dileterek...
    Kutluyorum sizi.. Hatta ayakta alkışlıyorum..

    YanıtlaSil
  4. Çınar on Mayıs 30, 2010 dedi ki...

    Ben de hiç sevmiyorum o programı. Kaç kez israrla izleyip bana birşeyler katmasını umdum ama sadece laf kalabalığı gibi geldi. Hep sıkılarak kapattım.

    Yakışır kardeşime bilmiş şeyler sonunda kabul etmişler yanlışlarını ya. Tebrikler

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. içimdeki yolculuk (funda) on Mayıs 31, 2010 dedi ki...

    yakışır abimee dumur olmuştur görünce ya posta yerine arasaydın..keşke her uykusuz geceler ve onca uykusuzluk meLabaa gibi olsa) robin seni korusun robin hepimizi korusun)

    YanıtlaSil
  6. ŞANSLI on Mayıs 31, 2010 dedi ki...

    Sevgili Ali ikizkaya!
    Her şeyde bir şer olduğu kadar hayırda vardır.Uykusuz kalmanız hayırlara vesile olmuş.O rahatlamayla güzel bir uyku çekmişsiniz.İnsanın yastığa kafasını rahat koyması kadar güzel bir şey yok.
    Sizi tebrik ediyorum.
    Sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  7. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Sevgili Aysema Hocam !
    Dediklerinin tamamına katılıyorum. Fakat bu bendeki öğrenme isteği yüzünden Pelin Batu hanıma ettikleri eziyetlere de içim parçalana parçalana seyrediyorum. Adam arif amma üstlerinden durmuyor. Nafakalar dağıtılırken bunlara tevazuu ve insanlıktan yana pay düşmemiş...

    YanıtlaSil
  8. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Gülen Kardeşim !
    Bu fakir işte ne yapsın böyle gönül ediyor, gönlünü eğlendiriyor. Mesele bilmekte değil de onu taşıyabilmekte.
    Ama söylemeye mecburdum Gülen yoksa melaba olmazdı....

    YanıtlaSil
  9. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Sevgili Zeugma !
    Öğrenmeye gayret ettiklerimden biridir EDEP. Hz.Pir Mevlana Celalettin'e sorarlar EDEB i kimden öğrendin diye. Cevabı "EDEPSİZ" dendir. Ben de galiba edepsizleri görünce edeple ölçüsünce yapalım dedik. Buraya bunu yazmak had aşımı ise özür dilemek lazım hepinizden. Böbürlenme değilde hikaye hoşça anı olsun istedim.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  10. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Sevgili Çınar !
    Herkesler aynı duyguyu paylaşıyor galiba söz konusu zevat için. Dediğim gibi üstlerinde taşıyamıyorlar ne irfanı ne de irşadı.
    Nasip kısmet banaymış. Öyle geldi öyle oldu. Sözlerine teşekkür ederim.
    Sevgiyle kalasın hep ...

    YanıtlaSil
  11. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Sevgili Funda Kız!
    Uçuuppp gitmişsin öylece. Olsun yine gelirsin sohbet ederiz. Çınar a da dediğim gibi iyi bildiğim bir konuydu elimde de kanıt vardı. Lafı gediğine koyduk diyelim. Fakat Robin yardım etti. Kuş dememek lazım.
    Yüreğin engin, için ferah olsun...

    YanıtlaSil
  12. Ali İkizkaya on Haziran 02, 2010 dedi ki...

    Sevgili Şanslı Hanımefendi !
    Evet hayır ve şer meselesi BAKARA da söylendiği gibi. Ne gariptirki en muhteşem ve acı verecek hataları insanoğlu isteyerek inanarak yapıyor. Bunda da öğrenecek mutlaka bir dolu şey vardır. Haklı olmanın sadece dediğinşiz gibi bir iç ferahlaması olmuyor değil hani..
    Güzel yorumunuz için çok sağolunuz ve sevgiyle kalınız...

    YanıtlaSil

Sevgili Okuyucu!
Burada yazılanların tamamı birbirimize kimi zaman buruk kimi zaman ise hoşça vakit geçirtmek ve geçirmek arzusu ile yazılmış hikayelerden öte bir şey değil. Bu dünya yolculuğumuzda birbirimize hikayeler anlatıyoruz. Beğenenler birlikte yürümeye devam ediyorlar. Amaçsa bir farkındalık yaratarak önümüzden geçenleri görebilmek. Bakmakla Görmek arasındaki derin farkı vurgulamak veya izah etmeye çalışmak gücümüzce.Söylediklerimin altındaysa paylaşma arzusundan gayri hiç bir şey yok.

Yüzünüz hep ışığa ve sevgiye doğru olsun.

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

© Petit Prince Template by Petit Prince For Petit Prince Blog