Mutlaka bir çoğumuzun benim gibi İstiklal Kitabevinde nice saatleri geçmiş ya da kapısının önünde durmuşuzdur. Hatıralarımızın arşivlerinden bir tanesi daha avuçlarımızdan kayıp gidiyor. Fazla yazmaya gerek yok. Sadece fotoğraftakileri okuyun size yetecektir.
Bloggerdaki bir sorun yüzünden resim çıkmamış, tekrar yayınlıyorum.
Etiketler:
Aktuel,
Cam Kırıkları
Bloggerdaki bir sorun yüzünden resim çıkmamış, tekrar yayınlıyorum.
Biraz önce sevgili Biraz ın da çok önemli bir konuda karaladığı bir yazıda hiç mi hiç yorum yoktu. Orada aklıma geldi.. Hassasiyetlerimizi mi ? yitirdik. bize neler oldu ?
YanıtlaSilSevgili Ali İkizkaya!
YanıtlaSilİstiklal kitap evinin kapanacağını sizden duydum.Yanlış bir duyum karşılığında neler vermezdim.Biz yenileri açılsın diye bakarken:(Küçük kızın hikayesini okudum.Daha bir yaraladı beni.Anlamadan söylemiş olabilir ama tam üzerine basmış.Ülkemiz kararıyor artık:(Bunda bizim payımız büyük:(
Sevgiyle...
Bir annenin kızına vereceği en dramatik yanıt olmuş. Kitaplar ki en önemli aydınlanma araçlarımızdır!..basın-yayın-yazar-çizer-konuşan-üreten herkesin susturulduğu bir dönemde! savaşın ortasında geçici yaşanan "karartma gecelerinden" bile daha vahim, daha hazindir şu an ki yaşadıklarımız. Karanlığın kasveti ve körlüğü sardı dört bir yanımızı!..mücadele ruhunu yitirdi çoğunluk!teslimiyetçi, kaderci, duyarsız bir topluma dönüştük!.. durumumuzun vehameti ortada!..(ülke elden gidiyor içinde yaşayan halk "dizi film" seyrediyor !!! yetenek-siz-sinizi seçiyor!..yemek programlarını takip ediyor!.. küçücük bir azınlık çırpınıyor!..)herkes kendisine dönüp bakmalı!..böyle giderse daha çok kitap evleri - aydınlığın evleri kapatılır!..yerine nelerin açılacağını hepberaber görürüz!..esen kalın...
YanıtlaSilSevgili Şanslı !
YanıtlaSilDediğin gibi keşke yanlış duyum olsaydı, hayal görüyor olsaydık. Fakat doğruymuş ve dün son günmüş. Gerçekten küçük mum ışıklarıda birer birer sönüyor. Sadece Bodrumdaki şubesi butik kitabevi olarak devam edecekmiş..
Sevgiler.
Sevgili Esmir !
YanıtlaSilResimdeki küçük kıza yazılan mektubun dramatikliği, iç burkuculuğu, hazinliği ve naifliği için şu anda kelime bulamıyorum.
Yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum. Örneklerin çok çarpıcı tespitler. Bir de dikkatimi çeken bir şey, son dönemde kadınları karartmak için önce erkekleri kararttılar bir taşla iki kuş vurmak için.. Örneklerinden yola çıkarak blog trafiğine bakarak söylüyorum ki, fikirlere dair yazılar, metinler lay lom içerikli olanlara göre o kadar az okunuyor ve ilgi çekiyorki.. Düşünmek dahi istemeyen uyuşturulmuş bir toplum haline geldik.
Sevgiler...