Biliyormusun ?. Büyük sıklıkla kırtasiye dükkanına gidiyorum. Çerçeveler bakıyorum senin resimlerin için. Beğendiklerimi iki elimle tutup yakınlaştırıp uzaklaştırıyorum gözlerime, kalbime. Sonra gözlerimi kapatıp hayal ediyorum "nasıl durursun içlerinde" diye. Senin güzelliğini verecek derinlikteler mi ? sorusunu tartıyorum aklımda, gönlüm odasının bir kenarında. Senin gibi düşünmeye gayret ediyorum. Köşeli olmamalılar fazla. Ruhunun yumuşaklığını verecek kıvrımları olmalı. Hani, öyle olmalılar ki; bana pencereden özlemle bakıp da el sallıyormuşsun gibi. Hep orda, öylece. Tüm sevgin ve o sevecenliğinle. O Ege evlerinin çivit mavi boyalı, begonviller ile sarılı pencerelerinden birinde duruşunu, bekleyişini anımsatmalı. Sade, sevecen ve sıcacık.
Biraz buğulu..
Biraz dalgın.. Pervazda Sarman.
Ve çokca Senin gibi olmalı.
Görebilsen eğer seversin. Güzel çerçeveler alıyorum. Başucuma diziyorum onları. Şimdiden bir sürü çerçeve birikti. Biliyormusun ? hepsi senin için. Senin bende olmayan resimlerini, bilmediğim suretlerini koymak için. Sana dair yada ait hiç bir şey olmasa da alıyorum ben. O geriye kalmış olan küçük ihtimal üzerine ümidimi yatırıyorum bahis oynayanlar gibi.
Sahi ? Hep boş mu kalacaklar ? boyunları bükük ve sensiz .
Sahi ? Sen ne zaman gelivereceksin, girivereceksin onların içinde bomboş ve ıssız duran gönlüme ?.
Biliyormusun ?
Sensizlik çok zor. Özlemekse burnumun direğini kırıyor. Güçsüz bırakıyor.
Şimdi iki pencere var içimde; bir adada rüzgarlı bir sokak üstünde sessiz ve yalnız, kepenkleri kapalı öylece bekliyorlar belki hiç gelmeyecek o anı.
Biraz buğulu..
Biraz dalgın.. Pervazda Sarman.
Ve çokca Senin gibi olmalı.
Görebilsen eğer seversin. Güzel çerçeveler alıyorum. Başucuma diziyorum onları. Şimdiden bir sürü çerçeve birikti. Biliyormusun ? hepsi senin için. Senin bende olmayan resimlerini, bilmediğim suretlerini koymak için. Sana dair yada ait hiç bir şey olmasa da alıyorum ben. O geriye kalmış olan küçük ihtimal üzerine ümidimi yatırıyorum bahis oynayanlar gibi.
Sahi ? Hep boş mu kalacaklar ? boyunları bükük ve sensiz .
Sahi ? Sen ne zaman gelivereceksin, girivereceksin onların içinde bomboş ve ıssız duran gönlüme ?.
Biliyormusun ?
Sensizlik çok zor. Özlemekse burnumun direğini kırıyor. Güçsüz bırakıyor.
Şimdi iki pencere var içimde; bir adada rüzgarlı bir sokak üstünde sessiz ve yalnız, kepenkleri kapalı öylece bekliyorlar belki hiç gelmeyecek o anı.
Etiketler: Valizde Kalanlar
öykü on Haziran 01, 2009 dedi ki...
YanıtlaSilYine cok anlamlı
yasanmıslıklarla dolu bı yazı daha . Okudugum her yenı yazı mutlaka okumalıyım dusuncesı yaratıyor bende sonrakı yazılacaklarıda..
Elif..den on Haziran 02, 2009 dedi ki...
YanıtlaSilBoş çerçevelerde umutla,gözyaşı gördüm..Gözyaşını atalım dipsiz kuyulara...
Ah umud bitip tükenmez umud...
Ali İkizkaya on Haziran 09, 2009 dedi ki...
YanıtlaSilSevgili Öykü!
Bende senin yazım yada anlatım tekniğini çok seviyor ve beğeniyorum. Pazarlıksız ve içten geliyor. Bir yumuşacık ifadeler var. Yalın.
Sevgilerim İle.
Ali İkizkaya on Haziran 09, 2009 dedi ki...
YanıtlaSilSevgili Elif!
Seni yanıltmak istemezdim. Umut yok artık. Fakat haklısın ki hep göz yaşı olacak. Olmalıda. Cam kırıkları olsun ve beni kanatsınlar diye. Yoksa ..
Yorum için teşekkürler.
Sevgiyle.